ISMAIL ACARKAN | Kasım |
2013 |
AYIN KONUSU
| Okunma: 1972
“Seytanin adimlarini takip etmeyin.” (Nur, 21), “Rabbimin rahmeti olmadiginda nefs kötü olani emreder.” (Yusuf, 53) Kur’an-i Kerim’in bu ayetleri fitratimizi korumak ve onu saglikli halde tutmak konusunda bizi uyarmaktadir. Nefs ve seytan, insanin fitri (dogal, asli) halini bozabilecek etkilerle kisiye manevi yolda zarar verebilir. Bu tehlikelere karsi uyanik olmadigimizda bunlar fitratimizin bozulmasina sebep olur. Bu noktada bizler kalbin hastaliklari diyebilecegimiz haset (kiskançlik), kibir, hirs, tamah, öfke, tul-i emel gibi bu olumsuz hallere karsi dikkatli bir çaba içinde olmaliyiz.
Eger bunlari kalbimizden temizlemezsek iman ve Islamiyetin tohumlari kalbimizde tam olarak yesermez. Birazcik yeserseler bile yukarida saydigimiz zararli ve dikenli otlar tarafindan gelismeleri engellenir.
Iste bu yüzden Peygamberimiz insanlari bu kalp hastaliklarina karsi uyarmistir.
Kibir, nefret, öfke, haset gibi hastaliklarla dengesi bozulmus kalbe imanin tam olarak giremeyecegi konusunda bizleri uyaran Hazret-i Peygamber bu hastaliklardan arinmanin sart oldugu konusunda çok net ve açik uyarilarda bulunmustur.
Haset, kiskançlik ve çekememezlik anlamina gelen, bir baskasinin elinde olan maddi veya manevi imkanlari-nimetleri kiskanmak ve muhatabinin o nimetlerden mahrum olmasini isteyerek onlarin kendisine geçmesini arzulamak seklinde tanimlanir.
(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan dergisi Kasim sayisinda.)