Imandan sonra ikinci farz olarak Müslümanlarin gündeminde yerini bulan olay hicrettir. Hicret sözlük anlami itibariyle bir mekani terk edip baska bir mekani vatan edinmek demektir. Ilk Müslümanlar açisindan konu ele alindiginda sirki ve müsrikleri terk etmek olarak karsimiza çikmaktadir. Ibrahim aleyhisselamdan itibaren baslayip Peygamber Efendimiz zamanina uzanan hicret, peygamberlerin ortak özelligi ve kaderi olmustur. Bu açidan konu ele alindigi zaman hicretle miraç arasinda kuvvetli bir bagin varligi görülür. Her peygamber hicret ve miraci yasamistir. Bazilarinin miraci hicretten önce, bazilarininki de miraçtan sonra gerçeklesmistir. Efendimizin miraci hicretten önce vuku bulmustur.

Hicret tevhid inancini koruyabilmek için ortaya konulan en büyük fedakarligin adi olurken miraç da tevhid ugruna çekilen sikintilar arkasindan Allah’in bir tesellisi olmustur. Miraç dikey bir hicret, hicret ise yatay bir miraç demektir. Efendimizin (sas) davasi hakkinda duydugu ilk söz de hicret olmustur. Hira magarasinda inzivaya çekildigi esnada Cebrail aleyhisselami asli sekliyle görüp dehsete kapilan peygamberimiz evine dönmüs ve esi Hazret-i Hatice’ye durumu anlatmistir. Kendisini teselli eden Hazret-i Hatice amcazadesi Varaka bin Nevfel’in yanina götürüp bu duruma bir çare ararken Varaka bin Nevfel Efendimize sunlari söylemistir: “Senin gördügün sey bütün peygamberlere vahiy getiren namus-u ekber Cibril-i Emin’dir. Keske o gün genç olsaydim, keske kavmin seni hicrete mecbur ederken sag olsaydim.” Bunun üzerine Efendimiz: “Kavmim beni Mekke’den çikaracak mi?” diye sorunca Varaka: “Evet, senin getirdigin inanç sistemini getiren her peygamber hicrete mecbur birakilmistir.” demistir. Iste Efendimizin davasi adina duydugu ilk sey çok sevdigi, dogup büyüdügü, çocukluk ve gençlik hatiralarini yasadigi Mekke’den inanci ugruna hicrete mecbur edilecegi olmustur. Allah Teala konuyla ilgili olarak bir ayette söyle buyurmustur: “Inkar edenler ise peygamberlerine: ‘Ya dinimize dönersiniz ya da biz, sizi kesinlikle ülkemizden çikaririz.’ Bunun üzerine Rableri o peygamberlere söyle vahyetti: Biz zalimleri mutlaka helak edecegiz.” (Ibrahim, 13)

Peygamber Efendimizle ilgili olarak da söyle buyrulmustur: “Hani kafirler seni tutuklayip hapsetmek veya öldürmek veyahut da yurdundan çikarmak için sana tuzak kuruyorlardi. Onlar tuzak kurmaya çalissinlar ama Allah da onlarin tuzaklarina karsilik verecektir. Allah tuzak kuranlara en güzel karsiligi verendir.” (Enfal, 30)

(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Eylül sayisinda.)